"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 3743

3743 İbnu Şihâb şöyle demiştir: Bana Urve haber verdi. Ona da Ubeydullah ibn Adiyy ibni’l-Hıyâr haber verdi ki, Mısver ibn Mahrame ile Abdurrahmân ibnu’l-Esved ibn Abdi Yegûs, Ubeydullah ibn Adiyy’e:

— Seni ana bir kardeşi el-Velîd (ibn Ukbe ibn Ebî Muayt) için Usmân’la konuşmandan men’ eden nedir? İnsanlar el-Velîd hakkında ithamı çoğaltmışlardır, dediler.

(Ubeydullah dedi ki:) Bunun üzerine ben Usmân’a gitmeyi kasdettim. Namaza çıktığı zaman ona:

— Benim sana bir hacetim var, o hacet sana nasihattir, dedim. Usmân:

— Ey insan! dedi.

Râvî Ma’mer ibn Râşid dedi ki: Ben sanıyorum ki, Usmân: Senden Allah’a sığınıyorum, dedi.

Bunun üzerine ben Usmân’ın yanından ayrıldım da Mısver ile Abdurrahmân’ın yanına döndüm. Bu sırada Usmân’ın elçisi çıkageldi (Usmân beni çağırmış). Ben Usmân’ın yanına vardım. Usmân bana:

— Senin nasihatin nedir? dedi. Ben Usmân’a hitaben:

— Şübhesiz ki münezzeh olan Allah, Muhammed’i hakk ile gönderdi ve O’na Kitâb’ı indirdi. Sen de Allah’a ve Rasûlü’ne icabet edenlerden oldun. İki kerre hicret ettin. Allah Elçisi’yle sohbet ve arkadaşlık yaptın ve O’nun yolunu görüp bildin. İnsanlar (sîretinin kötülüğü sebebiyle) Velîd’in hâli hakkında çok söz etmişlerdir, dedim

Usmân:

— Sen Rasûlüllah’a yetiştin (O’ndan hadîs işittin) mi? dedi. Ben:

— Hayır, O’ndan hadîs işitmedim, lâkin O’nun ilminden bana, perdesi arkasındaki bakire kıza ulaşmakta olan yaygın ilim ulaşmıştır, dedim.

Usmân şöyle dedi:

— Emmâ ba’dü = Sözün bundan sonrasına gelince: Şübhesiz Allah, Muhammed’i hakk ile peygamber göndermiş, ben de Allah’a ve Rasûlü’ne icabet eden kimselerden olmuşumdur. Ve Peygamber’le gönderilmiş olan bilgilere îmân etmiş, senin de söylediğin gibi iki defa hicret etmişimdir. Rasûlüllah’la sohbet etmiş ve O’na bey’at eylemişimdir. Allah’a yemîn ederim ki, Allah O’nu vefat ettirinceye kadar ben O’na isyan etmedim ve O’nu hiçbir zaman aldatmadım. O’ndan sonra Ebû Bekr geldi. Ona da isyan etmedim ve aldatmadım. Sonra Omer geldi. Ona da isyan etmedim ve aldatmadım. Sonra ben halîfe seçildim. Öyle olunca benim sizin üzerinizde, onların hakkı gibi hakkım olmadı mı? dedi. Ben:

— Evet, oldu, dedim. Usmân:

— Öyleyse sizlerden bana ulaşan şu uydurma haberler nedir? Amma Velîd’in durumundan zikrettiğin şeye gelince, inşâallah biz onun hakkında haklı karârı alacağız, dedi.

Sonra Alî’yi çağırdı da Velîd’e deynekleme cezası vurmasını emretti. Alî de el-Velîd ibn Ukbe’ye seksen deynek vurdu.