3727 Sa’d ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Omer ibnu’l- Hattâb, Rasûlüllah’ın huzuruna girmek için izin istedi. Halbuki Rasûlüllah’ın yanında Kureyş kabilesinden birtakım kadınlar vardı, Rasûlüllah ile konuşuyorlardı. Sesleri de Rasûlüllah’ın sesinden yüksek bir tonda olarak, çok söyleniyorlardı. Omer ibnu’l-Hattâb izin isteyince bu kadınlar hemen kalktılar ve sür’atle perdeye gittiler. Rasûlüllah, Omer’in gelmesine izin verdi. Omer içeriye girdiği sırada Rasûlüllah (kadınların bu hâline) gülüyordu. Bunun üzerine Omer:
— Yâ Rasûlallah! Allah seni bütün ömründe güldürüp sevindirsin! dedi (ve sebebini sormuş oluyordu).
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Yanımda bulunan şu kadınların hâline taaccüb ettim: Onlar senin sesini işitince acele perdeye koştular” buyurdu.
Bunun üzerine Omer de:
— Yâ Rasûlallah! Sen onların ta’zîmine daha lâyıksın! dedi ve kadınlara hitaben de:
— Ey nefisleri düşman olan kadınlar! Rasûlüllah’a ta’zîm etmeyip de benden mi çekiniyorsunuz? dedi.
Kadınlar da:
— Evet senden çekiniyoruz! Çünkü sen Rasûlüllah’tan daha yoğun sözlü ve daha katı yüreklisin, dediler.
Bunun (bir münâkaşa hâlini alması) üzerine Rasûlüllah:
— “Sus ey Hattâb oğlu! Nefsim elinde olan Allah ‘a yemîn ederim ki, sen bir yolda giderken şeytân asla sana yaklaşamaz. O muhakkak senin yolundan başka bir yola yönelip gider” buyurdu.