"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 3562

Bu bâbın içinde Ebû Zerr’in İslâm’a girmesi ve Zemzem kıssası vardır .

3562 Bana Ebû Cemre tahdîs edip şöyle dedi: İbn Abbâs bize:

— Ebû Zerr’in İslâm’a girişini size haber vereyim mi? diye sordu. Biz de:

— Evet, haber ver, dedik. İbn Abbâs şöyle anlattı:

— Ebû Zerr şöyle dedi: Ben Gıfâr kabilesinden bir kimse idim. “Mekke’de bir adam çıkmış, peygamber olduğunu iddia ediyormuş” haberi bize ulaştı. Ben de kardeşim (Uneys)e:

— Haydi, (Mekke’ye) şu adama git, görüş ve O’nun haberini bana getir, dedim.

Kardeşim gitti, Rasûlüllah’a kavuştu. Sonra dönüp geldi. Kardeşime:

— Sende ne haber var? Diye sordum. O da:

— Vallahi bir adam gördüm, O hayırla emrediyor, şerrden nehyediyor, dedi.

Kardeşime:

— Gönlüme şifâ verir bir haber getirmedin! Dedim.

Ve kendim bir dağarcık, bir de asâ aldım. Sonra Mekke’ye yöneldim. (Mescide girdim.) Fakat ben Rasûlüllah’ı tanımıyordum; O’nu başkasına sormak da istemiyordum. Zemzem suyu içiyor, mescidde bulunuyordum.

Ebû Zerr devamla şöyle dedi: Bu sırada yanıma Alî uğradı ve:

— Bu adam yabancı gibidir! Dedi. Ben de:

— Evet yabancıyım, dedim. Alî;

— Öyleyse bizim eve buyur! dedi.

Ebû Zerr dedi ki: Alî’nin beraberinde yürüdüm. (Sabaha kadar) o bana birşey sormadı. Ben de ona haber vermiyordum. Sabahlayınca (kalktım), Rasülullah’ı sormak için kuşluk vakti mescide gittim. Fakat hiç kimse bana O’na dâir birşey bildirmiyordu.

Ebû Zerr devam edip dedi ki: Bana yine Alî uğradı ve:

— Bu adam için henüz yerini öğrenmesi zamanı gelmedi mi (yani hâlâ garîb mi; bir yer bulup yerleşemedi mi)? Diye sordu.

Ben de:

— Hayır (burada ikaamet niyetinde değilim), dedim. Alî:

— Beraberimde yürü (bize gidelim), dedi. (Gittik. Evde) Alî:

— Senin işin nedir, seni bu beldeye getiren şey nedir? Diye sordu. Ben de:

— Gizli tutacağına bana söz verirsen, sana haber veririm, dedim. Alî:

— Emîn ol, öyle yaparım, dedi. Ben de ona şöyle anlattım:

— Burada peygamber olduğunu iddia eden bir adam çıkmış olduğu haberi bize ulaştı. Onunla konuşmak üzere kardeşimi gönderdim. Fakat kardeşim dönüp geldi; getirdiği haber bana kanâat vermedi. Bunun üzerine kendim bu zâta varıp yüzyüze kavuşmak istedim, (buraya geldim).

Alî:

— Şüphesiz sen hidâyete mazhar oldun. (Bu zât Allah’ın Rasûlü’dür. Sabahleyin ben O’nun yanına gideceğim, sen de ardımca gel, dedi. Sabah olunca Alî:) İşte ben Rasûlüllah’ın yanına gidiyorum, arkamsıra gel, benim girdiğim yere sen de gir! Şayet ben (yolda) sana zarar vereceğinden korktuğum birisini görürsem, ayakkabımı düzeltir gibi bir duvara yönelik dururum. Sen (durma) git. (Ben yürüyüp nereye girersem, sen de oraya gir!) dedi.

Alî gitti. Ben de onun beraberinde gittim. Nihayet o, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna girdi. Ben de beraberinde girdim. Hemen Peygamber’e:

— Bana İslâm’ı öğret! Dedim.

O da İslâm’ı telkîn etti. Ben de bulunduğum yerde hemen müslümân oldum. Bunun üzerine Peygamber bana:

— “Yâ Ebâ Zerr, bu işi gizli tut ve memleketine dön git. Sonra sana bizim meydana çıktığımız haberi ulaşınca hemen gel!” buyurdu.

Ben de:

— Seni hakk peygamber olarak gönderen Allah’a yemîn ederim ki, ben bu Şehâdet Kelimesi’ni o müşriklerin ortasında (muhakkak) haykıracağım! Dedim.

Râvî İbn Abbâs dedi ki: Kureyş mescidde toplu bir hâlde iken Ebû Zerr mescide geldi de:

— Ey Kureyş cemâati! Eşhedu en lâ ilahe ille İlâh ve eşhedu enne Muhammeden rasûlallah = Ben Allah’tan başka ibâdet edilecek hakk ma’bûd olmadığına şehâdet ediyorum; Muhammed’in O’nun kulu ve rasûlü olduğuna da şehâdet ediyorum, dedi.

Kureyş müşrikleri de:

— Saldırın şu Sâbiî’ye! Dediler de kalktılar ve ölmem için sıra dayağına çekildim.

Bu sırada Abbâs bana yetişip üzerime kapandı. Sonra onlara döndü de:

— Veyl sizlere Gıfâr’dan bir adamı öldürüyorsunuz. Gıfâr ise sizin ticâret yeriniz ve yolunuz Gıfâr üzerindedir, dedi.

Bunun üzerine Kureyşliler benden çekildiler. Ertesi gün sabah vakti ben yine Mescide gittim. Ve dünkü gibi yine İslâm şehâdetini i’lân ettim. Onlar da yine:

— Kalkın, şu Sâbiî’ye hücum edin! Dediler.

Bana dün yapılanın benzeri öldüresiye bir dayak daha atıldı. Abbâs yine imdadıma yetişip üzerime kapandı. Kureyş’e dün söylediği makaalesinin benzerini söyledi.

Râvî İbn Abbâs: İşte zikredilen bu vak’a, Allah kendisine rahmet eylesin, Ebû Zerr’in İslâm’a girmesinin evveli oldu, demiştir .