“Ey îmân edenler, hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakîkaten Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdâr olandır” (el-Hucürât: 13).
“[Ey insanlar, sizi bir tek candan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücûda getiren ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabb’iniz (e karşı gelmek)ten çekinin.] Kendisi (nin adını öne sürmek suretiy)le birbirinize dileklerde bulunduğunuz Allah’tan ve akrabâlık (bağlarını kırmak)tan sakının. Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir” (en-Nisâ:1).
Ve Câhiliyye da’vâlarından nehyolunan şeyler. “eş-Şuûb”, “Uzak nesebdir. “el-Kabâil” ise bunun berisindedir.
3528 Bize Ebû Bekr ibn Ayyaş, Ebû Husayn’dan; o da Saîd ibn Cubeyr’den; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma’tan tahdîs etti: “Sizi birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem’iyyetlere ve kabilelere ayırdık” (el- (Hucûrât: 13) hakkında İbn Abbâs: “eş-Şuûb” büyük büyük kabileler topluluğu; kabileler ise batn, soylar topluluğudur, demiştir.