3479-…….”Ben uyumuştum, ru’yâmda Ka’be’yi tavaf ediyordum. O sırada esmer, salıverilmiş düz saçlı bir kişi gördüm. İki kişi arasında onlara dayanarak iki tarafa bocalayarak sevkediliyordu (tavafı böyle yapıyordu), başı da su damlatıyordu yahut başı su akıtıyordu. Ben:
— Bu kimdir? diye sordum.
— Meryem oğlu’dur, dediler.
Ona yönelmek üzere yürüdüğüm sırada bir de kırmızı yüzlü, uzun boylu, başı kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat, börtlek; sanki salkımındaki emsalinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi. (Orada bulunanlara:)
— Bu kimdir? diye sordum.
— Bu, Deccâl’dir, dediler.
Ona benzerlikçe insanların en yakın olanı İbnu Katan’dır.”
ez-Zuhrî: İbnu Katan, Huzâa kabilesinden Câhiliyet devrinde helâk olmuş bir adamdır, demiştir.