“Ve Davud’a Zebur’u verdiğimiz gibi şübhesiz sana da Vahyettik” (en-Nisâ: 163).
“ez-Zuburu”, “Kitâblar”; bunun vahidi “Zebur’udur. “Zebertu”, “yazdım” demektir.
“And olsun ki biz Davud’a tarafımızdan bir imtiyaz verdik: Ey dağlar, onunla birlikte tesbîh edin (dedik), kuşlara da. Ona demiri de yumuşattık. Uzun zırhlar yap, (onları) dokumada intizâmı gözet, diye buyurduk. (Ey Dâvûd Hanedanı) iyi amellerde bulunun. Çünkü hakikat ben, ne yaparsanız tastamam görenim” (Sebe’: 10-11).
Mucâhid: “Evvibi”, “Tesbîh edin” demektir; “Sâbiğât”, “Zırhlar”; “Ve kaddir fi’s-serd’i”, yânı “Çiviler ve halkalarda mikdârı iyi takdir et, çivileri çok inceltme, o takdirde aralarına su girer; çivileri kalın da yapma, o zaman da halkaları ayırıp kırar” demektir, dedi.
“Onlara peygamberleri: ‘Hakikat Allah size bir pâdişâh olarak Tâlût’u göndermiştir’ dedi. Onlar ki: ‘Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona maldan da bolluk verilmemişken nasıl olur da bizim başımızdan padişahlık onun olabilir?’ dediler. Peygamber: ‘Şübhesiz Allah, onu sizin üstünüze beğenip seçmiştir. Ona bilgice, vücûdca da bir üstünlük vermiştir. Allah mülkünü kime dilerse ona verir. Allah’ın rahmeti boldur, gerçek bilicidir” (el-Bakara: 247).
“…Nihayet o Tâlût ve maiyyetindeki mü’minler o ırmağı geçtikleri zaman, beri yanda kalanlar: ‘Bu gün bizim Câlût’a ve ordusuna karşı takatimiz yoktur’ dediler. Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını bilenler (ve itaatle ırmağı geçenler) ise: ‘Nice az bir cemiyet daha çok bir cemiyete Allah’ın izniyle galebe etmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir’ dediler. Bunlar Câlût ile askerlerine karşı çıktıkları zaman niyaz edip: Ey Rabb’imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver. Bu kâfirler güruhuna karşı bize yardım et’ dediler. Derken Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Dâvûd da Câlût’u öldürdü. Allah da saltanat ve hikmet verdi ve daha dilemekte olduğundan bâzı şeyler öğretti… ” (el-Bakara: 249-251).
3453 BizeMa’mer, Hemmâm’dan; odaEbû Hureyre (radıyallahü anh)’den haber verdi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Dâvûd Pey’gamber’e (Zebur’u) okumak kolaylaştırıldı. Dâvûd kendisinin binek hayvanlarının sefere hazırlanmasını emrederdi de onlar eğerlenirdi. Bunlar eğerlenmezden evvel Zebur’u okurdu. Dâvûd yalnız kendi elinin emeğinden yer idi”.