3220 Bana el-Berâ (radıyallahü anh) şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) –altıncı yılın zu’l-ka’desinde- umre yapmak istediği zaman, Mekke’ye girmek için onlardan izin istemek üzere Mekke ahâlîsine elçi gönderdi. Mekkeliler Peygamber’e (gelecek yıl girmesini,) Mekke’de ancak üç gece ikaamet etmesini, Mekke’ye ancak kılıç ve yay gibi silâhlar kınları içinde olarak girmesini ve Mekkeliler’den hiçbir kimseyi da’vet etmemesini şart koştular.
Râvî dedi ki: Bu şartları aralarında Alî ibn Ebî Tâlib yazmaya başladı ve: “Bu, Muhammed Rasûlüllah’ın üzerinde sulh olduğu anlaşma maddeleridir” yazdı.
Müşrikler:
— Biz senin Allah’ın Rasûlü olduğunu bilmiş ve tasdîk etmiş olaydık, seni Beyt’ten men’ etmezdik ve elbette sana bey’at ederdik. Fakat sen: “Bu Abdullah oğlu Muhammed’in üzerinde anlaştığı maddelerdir” diye yaz, dediler.
Bunun üzerine Peygamber:
— “Allah ‘a yemîn ederim ki ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im ve yine Allah’a yemin ederim ki, ben Allah’ın Rasûlü’yum” buyurdu.
Kendisi yazmıyordu.
Râvî dedi ki: Resûlüllah, Alî’ye hitaben:
— “Rasûlüllah lafzını sil” buyurdu. Alî:
— Vallahi ben Rasûlüllah lafzını ebediyyen silmem! dedi. Peygamber:
— “Öyleyse onu bana göster!” buyurdu.
Râvî dedi ki: Alî, Peygamber’e o lâfzı gösterdi, Peygamber de kendi eliyle Rasûlüllah lâfzını sildi. Ertesi yıl Peygamber Mekke’ye girip şart kıldıkları üç gün (ikaamet süresi) geçince, Mekkeliler Alî’ye geldiler ve:
— Peygamber’ine söyle de hemen Mekke’den hareket etsin! dediler.
Alî de bunu Rasûlüllah’a zikretti. Bunun üzerine Peygamber:
— “Evet (müddet tamam)” buyurduktan sonra hareket etti.