3183 Bize ez-Zuhrî tahdîs edip şöyle dedi: Bana Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle haber verdi: Allah Hevâzin (harbindeki ganimet) mallarından kendi Rasülü’ne fey’ olarak verdiği şeyleri verdiği zaman, Rasûlüllah da Kureyş’ten birtakım kimselere (kalblerini İslâm’a alıştırmak için) yüzer deve vermeye başladığı zaman, Ensâr’dan bâzı kimseler:
— Allah, Rasûlüllah’a mağfiret etsin! O, Kureyş’e veriyor da bizi terk ediyor. Halbuki kılıçlarımızdan hâlâ Kureyşliler’in kanları damlıyor, dediler.
Enes (sözüne devamla) dedi ki: Ensâr’ın bu sözü Rasûlüllah’a duyuruldu da, Rasûlüllah Ensâr’a haber gönderdi ve onları deriden bir çadır içinde toplattı. Ensâr’dan başka kimseyi onların yanına bırakmadı. Ensâr toplanınca, Rasûlüllah, onların yanına geldi ve:
— “Sizin tarafınızdan söylenip bana ulaşan söz nedir?” buyurdu. Ensâr’ın anlayış sahibi olanları Rasûlüllah’a hitaben:
— Yâ Rasûlallah! Bizim re’y sahibi olanlarımız hiçbir söz söylemediler. Amma bizden yaşları küçük birtakım genç insanlar “Allah, Rasûlüllah’a mağfiret etsin. O, Kureyş’e veriyor da Ensâr’ı terk ediyor; Halbuki bizim kılıçlarımızdan henüz Kureyşliler’in kanları damlıyor” sözlerini söylediler, dediler.
Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şunları söyledi:
— “Şüphesiz ben zamanları kâfirliğe yakın bulanan birtakım insanlara dünyalık mal veriyorum. İnsanlar evlerine aldıkları malları götürürlerken sizler yurtlarınıza Allah’ın Rasûlü ile dönmenizden râzı olmuyor musunuz? Allah’a yemin ederim ki, sizin kendisiyle dönüp gideceğiniz şey, onların alıp gidecekleri şeyden hayırlıdır!”
Bunun üzerine Ensâr:
— Evet yâ Rasûlallah! Bizler razı olmuşuzdur, dediler.
Rasûlüllah onlara:
— “Sizler benden sonra yakında (dünyâ işlerinde) başkalarının size şiddetle tercih edildiğini göreceksiniz. O takdirde sizler havuz başında Allah’a ve Rasûlü’ne kavuşuncaya kadar sabrediniz (ki sabra karşı bol sevaba zafer bulaşınız)” buyurdu. Enes: Fakat biz sabredemedik, demiştir.