”Muhakkak ki, Allah (dilerse) şu İslâm dînini günahkâr ve âsî kişi ile kuvvetlendirir”
3100 Buradaki iki senedde Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler (Hayber’de) Rasûlüllah’ın beraberinde hazır bulunduk. Rasûlüllah, İslâm’ı iddia etmekte olanlardan bir kimse için:
— “Bu adam ateş ehlindendir” buyurdu.
Muharebe başlayınca bu adam şiddetli bir muharebe ve çarpışma yaptı ve kendisine büyük bir yara isabet etti. Bunun üzerine (bir sahâbî tarafından):
— “Yâ Rasûlallah! “O, ateş ehlindendir” buyurduğun şu kimse, bu gün muhakkak çok çetin bir muharebe yapmış ve ölmüştür, denildi.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu söze karşılık:
— “O, ateşe gitmiştir” buyurdu.
Râvî dedi ki: İnsanların bâzısı o adam hakkındaki bu Peygamber sözünün doğruluğundan şübhe etmeye yaklaştı. Onlar bu şaşkınlık hâli üzerinde bulundukları sırada birdenbire:
— O adam ölmemiştir, lâkin onda şiddetli bir yara vardır, denildi.
Geceden bir vakit olunca o yaralı adam, yaranın acısına sabredemedi de kendisini öldürdü. Akabinde bu Peygamber’e haber verildi. Peygamber:
— “Allâhu Ekber (Allah en büyüktür). Ben kendimin Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuma şehâdet ederim” buyurdu.
Sonra Bilâl’e emretti de Bilâl insanlar içinde:
— “Şu muhakkak ki cennete ancak müslümân nefis girer. Ve muhakkak ki Allah bu İslâm Dîni’ni (dilerse) elbette fâcir kişi ile de te’yîd edip kuvvetlendirir” sözlerini bağırıp i’lân etti