"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 3092

3092 Bize Ma’mer haber verdi ki, ez-Zuhrî şöyle demiştir; Bana Salim ibn Abdillah haber verdi; ona da İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Omer, Peygamber’in sahâbîlerinden bir topluluk içinde Peygamber’in beraberinde, İbn Sayyâd’ın bulunduğu tarafa gittiler. Nihayet Peygamber ve beraberindeki, İbn Sayyâd’ı Ensâr’dan Benû Megâle soyunun kasrı yanında çocuklarla beraber oyun oynarken buldular. İbnu Sayyâd o sırada henüz erlik çağma ermeye yaklaşmıştı. Bu genç kâhin Peygamber’i, Peygamber eliyle onun sırtına hafifçe vuruncaya kadar hissetmedi. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

— ”Benim Rasûlüllah olduğuma şehâdet eder misin?” dedi. İbnu Sayyâd, Peygamber’e baktı da:

— Ben senin ümmilerin rasûlü olduğuna şehâdet ederim, dedi ve akabinde İbnu Sayyâd, Peygamber’e:

— Sen de benim Rasûlüllah olduğuma şehâdet eder misin? dedi. Peygamber, ona:

— “Ben Allah’a ve O’nun rasûllerine îmân ettim” buyurdu. Ve Peygamber ona:

— “Ne gülüyorsun?” dedi. İbnu Sayyâd:

— Bana doğru da gelir, yalancı da, dedi. Peygamber:

— “İş senin üzerine karıştırıldı” buyurdu ve yine Peygamber:

— “Gönlümde senin için birşey sakladım (bunu bil bakalım)” buyurdu.

İbnu Sayyâd:

— O gönlündeki şey Duhhu’dur, dedi. Peygamber:

— “Haydi, sus, yıkıl git; haddini tecâvüz etme” buyurdu. Omer:

— Yâ Rasûlallah! Bana İbn Sayyâd hakkında izin ver de onun boynunu vurayım, dedi.

Peygamber:

— ” (Onu bırak.) Eğer bu Deccâl ise, sen onu vurmağa me’mûr edilmeyeceksin. Eğer o Deccâl değil ise, onu öldürmekte senin için hiçbir hayır ve yarar yoktur” buyurdu.