3055 Ebû Kılâbe’den; o da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)’ten şöyle tahdîs etti: Ukl kabilesinden sekiz kişilik bir topluluk Medine’ye, Peygamber’in huzuruna geldiler. Tutuldukları karın rahatsızlığından dolayı Medine’de ikaamet etmek istemediler de:
— Yâ Rasûlallah, bize süt ara, dediler.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Ben size (müslümânların hazînesine âid) sütlü develerin bulunduğu yere gitmenizden başka çâre bulmuyorum” buyurdu.
Onlar oraya gittiler, develerin sidiklerinden ve sütlerinden içtiler. Sonunda sağlık kazandılar ve semizlendiler. Bu kerre de develerin çobanını öldürdüler, develeri önlerine katıp götürdüler ve İslâm’a girmelerinin ardından kâfir oldular. Akabinde imdâd isteyicinin feryadı Peygamber’e geldi. Peygamber arkalarından arayıcılar yolladı. Gün yükselince o adamlar yakalanıp getirildiler. Peygamber (kısas olarak) bu canilerin ellerini ve ayaklarını kestirdi. Sonra demir çubuklar getirilmesini emretti. Bu demir çubuklar ateşte kızdırıldı. Bu kızgın demirlerle onların gözlerine sürme çektirdi ve onları Harre mevkiine attı. Onlar orada su istiyorlardı, fakat ölünceye kadar onlara su verilmedi.
Hadîsin râvîsi Ebû Kılâbe: Bunlar insan öldürdüler, hırsızlık yaptılar, Allah’a ve Rasülü’ne harb açtılar ve yeryüzünde fesâd çıkarmaya çalıştılar, demiştir.