2967 Bize Ebû İshâk tahdîs edip şöyle dedi: Ben el-Berâ’dan işittim: Bir adam ona:
— Sizler Huneyn günü kaçmış mı idiniz yâ Ebâ Umâre? Diye sordu.
O da:
— Hayır vallahi Rasûlüllah geri dönmemiştir. Lâkin hakîkat şu ki, O’nun sahâbîlerinin gençleri ve ağırlığı olmayanları miğfersiz, zırhsız ve silâhsız olarak çıktılar. Akabinde hemen hemen kendilerinin hiçbir oku yere düşmeyecek kadar iyi atıcı olan Hevâzin ve Benû Nasr topluluğu olan atıcılardan ibaret bir kavme geldiler. Onlar bunlara ok yağdırdılar. Öyle bir ok yağmuru ki, hemen hemen hiç hatâ etmiyorlardı. Bunun üzerine o genç sahâbîler oradan Peygamber’in yanına dönüp geldiler. Peygamber beyaz katırının üstünde; amcasının oğlu Ebû Sufyân ibnu’l-Hâris ibn Abdilmuttalib ise onu yediyordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) -sabit durup- hemen bineğinden indi ve Allah’tan yardım istedi. Sonra:
— “Ben peygamberim yalan yok, ben Abdulmuttalib oğluyum!” dedi.
Bundan sonra da sahâbîlerini harb saffına dizdi.