Ve Yüce Allah’ın şu kavli:
“Şübhesiz ki Allah hakk yolunda öldürmekte, kendileri de öldürülmekte olan mü’minlerin canlarını ve mallarını -kendilerine cennet vermek mukaabilinde- satın almıştır. (Bu) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da kendi üzerine hakk ve kesin bir va’ddir. Allah kadar ahdine vefa eden kimdir? O hâlde (ey mü’minler) yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. Bu, en büyük saadettir. Tevbe edenler, ibâdet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rükû’ edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen o mü’minlere dahî cenneti muştula” (et-Tevbe: 111-112)
İbn Abbâs: “Sınırlar”, tâattir, demiştir.
2821-……Abdullah ibn Mes’ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah’a sordum:
— Yâ Rasûlallah! Amelin hangisi daha faziletlidir? dedim.
— “Vaktinde kılınan namazdır” buyurdu. Ben:
— Sonra hangi amel? dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Sonra ana Bâbaya itaat ve iyi muamele etmektir” buyurdu. Ben:
— Sonra hangi iş? dedim. Rasûlüllah:
— “Allah yolunda cihâd etmektir” buyurdu.
(İbn Mes’üd dedi ki:) Bunun üzerine ben Rasûlüllah’a soru sormaktan sustum. Eğer ben daha çok sormak isteseydim, muhakkak O bana çok cevâb verecekti.