ez-Zuhrî şöyle bir kimse hakkında şunu söylemiştir: Bin dînârı Allah yolunda harcamaya tahsis edip, bunu kendisinin tacirlik yapan kölesine bu para ile ticâret yapmak üzere teslim eden ve o paranın kazancını fakirlere ve yakın hısımlara sadaka yapan kimse hakkında Zuhrî’ye: Bu şekilde sadaka yapan kişinin bu bin dînârın kazancından bir şey yemek hakkı var mıdır? O bin dînârın kazancını fakirlere sadaka yapmış olmasa da, ondan bir şey yemek hakkı var mıdır? Sorusuna Zuhrî: O kimse fakirlere tahsis etmese de, o sadakadan yemek hakkı yoktur, demiştir.
2814 İbn Omer (radıyallahü anh)’den (şöyle demiştir): Omer kendisine âid olan bir at üzerine bir kimseyi Allah yolunda cihâd etmesi için bindirdi. O atı Omer, üzerine bir mücâhid kişiyi bindirmesi için Rasûlüllah’a vermişti. (Yâhud, bir zabta göre: Rasûlüllah atı ona bu maksadla vermişti.) Sonra Omer’e, o adamın atı durdurup satmaya kalktığı haberi verildi. Omer Rasûlullâh’a, bu atı ondan satın almayı sordu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Sen bu atı satın alma ve sakın yapmış olduğun sadakana bir daha dönme!” buyurdu.