Sadaka lâfzı ile vakıf yapmak da bunun gibi caizdir.
2808- Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik’ten; o da İshâk ibn Abdillah ibn Ebî Talha’dan tahdîs etti ki, o, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)’ten şöyle derken işitmiştir: Ebû Talha hurmalık mal yönünden Medîne’de Ensâr’ın en zengini idi. Malının ona en sevimli olanı da Mescid’i karşısında bulunan Biyruha bustânı idi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyruhâ’y girer ve onun içindeki güzel sudan içerdi. Enes dedi ki; “Siz sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcayıncaya kadar asla hâlis iyiliğe ermiş olmazsınız” (Âlu İmrân-92) âyeti inince ubû Talha ayağa kalktı ve:
— Yâ Rasûlallah! Şübhesiz ki Allah “Siz sevdiğiniz şeylerden harcayıncaya kadar kesin olarak hâlis iyiliğe ermiş olmazsınız” buyuruyor. Ve yine şüphesiz ki, mallarımın bana en sevimli olanı da (Biyruhâ”dır. İşte bu Biyruhâ bustânı Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın hayrını ve Allah katında âhiret azığı olmasını umarım. Şimdi Sen, bu bustânımı Allah’ın sana gösterdiği yere koyup sarfet, dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Ne kadar güzel! Bu kazanç getirici- râvî Abdullah ibn Mesleme şekk edip: Yâhud: Bu gidici- bir maldır. Ben senin söylediğin sözü işittim. Ben senin bu bustânını yakın hısımların arasında bırakmanı uygun görüyorum” buyurdu. Bunun üzerine Ebû Talha:
— Yâ Rasûlallah! Ben de Sen’in bu arzun üzere yaparım, dedi. Akabinde Ebû Talha Biyruhâ’yı yakın hısımları ve amcaoğulları arasında taksim etti.
İsmâîl ibn Ebî Uveys, Abdullah ibn Yûsuf, Yahya ibn Yahya: Bunların üçü de İmâm Mâlik’ten yaptıkları rivayette “yâ” harfi “Râyıhun (Bol, geniş bir mal)” diye söylemişlerdir.