2707- İbn Mes’ûd şöyle dedi: Bu sırada meclise el-Eş’as ibnu Kays geldi de:
— Vallahi bu benim hakkımda söylenmiştir. Şöyle ki: Benimle Yahûdîler’den bir adam arasında (Yemen’de) bir arazî vardı. O benim hakkımı inkâr etti. Ben de bu adamı Peygamber’in yanına getirdim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana hitâb ederek: “Senin beyyinen var mı?” diye sordu. Eş’as dedi ki: Ben:
— Hayır (benim beyyinem yoktur), dedim.
Eş’as dedi ki: Bunun üzerine Rasûlüllah o Yahudi’ye hitaben:
— “Sen yemîn et!” buyurdu. Eş’as dedi ki: Ben:
— Yâ Rasûlallah! Ona yemîn et dediğin takdirde bu Yahûdî yemîn eder ve benim malımı alıp götürür, dedim.
Eş’as dedi ki: İşte bunun akabinde Yüce Allah şu âyeti indirdi: “Hakikat Allah’a olan ahidlerine ve yeminlerine bedel az bir bahâyı (hasîs bir menfaati) satın alanlar! İşte onlar: Onlar için âhirette hiçbir nasîb yoktur. Allah kıyâmet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları temize çıkarmaz. Onlar için pek acıklı bir azâb vardır (Alû -İmrân: 77).