Kaasım ibn Muhammed, el-Hasen el-Basrî, İbn Sîrîn, ez-Zuhrî, Atâ ibn Ebî Rebâh, körün şâhidliğini caiz görmüşlerdir. eş-Şa’bî: Kör, akledici olduğu zaman şâhidliği caiz olur, demiştir. Hakem ibn Uyeyne de: Körün şâhidliğinin caiz olacağı az şey vardır, demiştir. ez-Zuhrî de şöyle demiştir : Düşündün mü ne dersin:
İbn Abbâs bir şehâdet üzerine şâhidlik yapsaydı, kör olmuş olmasıyle beraber sen onun şehâdetini reddeder misin? İbn Abbâs güneş battığı zaman iftar için bir adam gönderir, araştırırdı da, onun haber vermesiyle iftar ederdi. Fecrden sorardı da kendisine “fecr doğdu” denilince iki rek’at namaz kılardı. Süleyman ibn Yesâr şöyle demiştir: Ben Aişe’nin yanına girmek için izin istedim. Âişe sesimi tanıdı da:
Yâ Süleyman, gir! Şübhesiz sen üzerinde hiçbir borç kalmamış mukâteb bir kölesin, dedi. Semure ibn Cundeb de; yüzü örtülü bir kadının şâhidliğini kabul etmiştir.
2694 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde Kur’ân okuyan bir adamı işitti de: “Allah bu adama rahmet etsin. Muhakkak o bana şu ve şu sûrelerden unuttuğum şu şu âyetleri hatırlattı” buyurdu.
Ve Abbâd ibnu Abdillah kendi rivayetinde şu ziyâdeyi verdi: Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) benim odamda teheccüd namazı kıldı. Bu sırada mescidde namaz kılmakta olan Abbâd (ibn Bişr)’in sesini işitti de:
— “Yâ Âişe! Şu ses Abbâd’ın sesi midir?” diye sordu. Ben:
— Evet onun sesidir, dedim. Peygamber:
— “Allah’ım! Abbâd’a rahmet eyle!” diye duâ etti .