"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 2639

2639 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah’a bir adam geldi de:

— Ben helak oldum, dedi.: Rasûlüllah:

— “Bu (seni helak eden) nedir?” diye sordu. O kimse:

— Ramazân gündüzünde ehlimle cinsî yaklaşmaya düştüm, dedi. Rasûlüllah:

— “Âzâd edecek bir köle bulabilir misin?” dedi. O kimse:

— Hayır bulamam, dedi. Rasûlüllah:

— “Öyleyse iki ay zincirleme oruç tutmağa gücün yeter mi?” diye sordu.

O zât:

— Hayır gücüm yetmez, dedi. Rasûlüllah:

— “Altmış yoksulu doyurmaya gücün yeter mi?” dedi. O zât:

— Hayır (gücüm yetmez), dedi.

Ebû Hureyre dedi ki: Biraz sonra Ensâr’dan bir adam Rasûlüllah’a içi hurma dolu ve râvînin “Mıktel” dediği (15 yahut 20 sâ’ alabilen) bir zenbîl getirdi. Rasûlüllah o zâta:

— “Bu hurmayı (al) götür de bunu yoksullara sadaka et!” buyurdu.

O zât:

— Bizden daha ihtiyâclıya mı vereceğim yâ Rasûlallah? Seni hakk ile Peygamber gönderen Allah’a yemîn ederim ki, Medine’nin iki kara taşlığı arasında bizden daha ihtiyâclı bir ev halkı yoktur, dedi.

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sefer ona:

— “Bu hurmayı götür de onu ailene yedir” buyurdu.