Ve Aişe şöyle dedi: Ebû Bekr (Mekke’de) evinin önünü (taşla çevirip) bir mescid edinmişti. Orada açıktan namaz kılardı, Kur’ân okurdu. Müşriklerin kadınları ve oğulları birbirlerini ite kaka kalabalıkla onun yanına toplanıp, onu hayretle seyrederlerdi. Bu sırada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de Mekke’de idi (Henüz Medine’ye hicret etmemişti).
2505 Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)’den: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Yollar üzerinde oturmaktan sakınınız” buyurdu. Sahâbîler:
— Bizim için bundan ayrılma yoktur. Çünkü yollar bizim meclislerimizdir, oturma yerlerimizdir; oralarda biz işlerimizi konuşuruz, dediler (ve müsâade dilediler). Bunun üzerine Rasûlüllah:
— “Mademki sizin için herhalde oturmak zarureti vardır, o hâlde yola hakkını veriniz” buyurdu. Sahâbîler:
— Yolun hakkı nedir? Dediler. Rasûlüllah:
— ” (Haramdan) göz yummak, halka ezâ vermekten çekinmek, selâm verenin selâmını almak, iyilikle emretmek, kötülükten nehyetmektir” buyurdu.