2481 Bana Katâde, Safvân ibn Muhrız el-Mâzinî’den haber verdi. O şöyle demiştir: Ben bir keresinde Abdullah ibn Omer’in elinden tutup giderken birisi geldi de, İbn Omer’e
— Rasûlüllah’ın necve (yavaşça söz söylemek) hakkındaki beyanâtını nasıl işittin (bunu lütfen bildirir misin)? dedi. İbnu Omer de şöyle dedi:
— Rasûlüllah’tan işittim, şöyle buyuruyordu: “Muhakkak Allah kıyâmet günü mü’mini yaklaştırır ve onun üstüne şefkat kanadını ve koruma perdesini koyar da onu (mevkıf halkının gözünden) örter ve:
— (Ey kulum, işlediğin) fulân günâhı biliyor musun? Fulân günâhı biliyor musun? Diye sorar.
Mü’min de:
— Evet Rabb’im! diye tâ bütün günâhlarını takrir ve i’tirâf ettiği ve içinde helak olduğuna kanâat geldiği zaman Allah:
— (Ey kulum) aleyhindeki bu günâhları dünyâda halktan gizledim. Bu gün de senin lehine bunları mağfiret ediyorum! Buyurur. Ve mü’minin hasenat defteri (sağından) kendisine verilir. Kâfirlere, münafıklara gelince (onlar için de peygamberlerden, meleklerden birçok) şahitler: İşte bunlar Rabblerine karşı (ortak uydurarak) yalan söyleyenlerdir. Haberiniz olsun ki, Allah’ın la’neti (o) zâlimlerin üzerine olsun derler”.