2458 Abdurrahmân ibn Abd el-Kaarî şöyle demiştir: Ben Omer ibnu’l-Hattâb (radıyallahü anh)’dan işittim, şöyle diyordu: Ben Hişâm ibn Hakîm ibn Hizâm’ı el-Furkan Sûresi’ni benim okumakta olduğumdan başka lehçe üzerine okurken işittim. Bana o sûreyi Rasûlüllah okutmuş idi. Hemen önüne geçmeyi kurdum. Sonra ona namazdan ayrılıncaya kadar mühlet verdim. Sonra ridâsına sarılıp onu çektim ve kendisini Rasûlüllah’a getirdim ve:
— Ben bundan el-Furkaan Sûresi’ni Sen’in bana okuttuğun lehçeden başka bir lehçe üzerine okurken işittim, dedim. Rasûlüllah bana:
— “Onu serbest bırak!” buyurdu; sonra ona hitaben:
— “Oku!” buyurdu. O da okudu. Rasûlüllah:
— “Bu sûre işte böyle indirildi” dedi; sonra bana: “Oku” buyurdu.
Ben de okudum. Rasûlüllah yine:
— “Sûre işte böyle indirildi. Şüphesiz ki, Kur’ân yedi harf üzere indirilmiştir. Bu yedi ile indirilmiş olandan, kolay geleni okuyunuz” buyurdu.