2435 Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh), Vehb ibn Keysân’a şöyle haber vermiştir: Babası Abdullah, üzerinde Yahûdî bir adama otuz vesk hurma borcu bırakarak vefat etmiş. Câbir bu borcu ödemek için Yahudi’den mühlet istemiş, fakat Yahûdî ona mühlet vermekten çekinmiş. Bunun üzerine Câbir, Rasûlüllah’ın Yahûdî yanında kendisine şefaat etmesi için, Rasûlüllah ile konuşmuş. Akabinde Rasûlüllah geldi ve Yahudi’nin alacağı otuz veska bedel bir hurmalığın mahsûlünü alması için Yahûdî ile konuştu. Fakat Yahûdî bu teklîfi kabul etmedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hurmalığa girdi, içinde yürüdü. Sonra Câbir’e:
— “Hurmayı kes ve Yahudi’nin hakkı olan alacağını ona tamamen ver!” buyurdu.
Rasûlüllah geri döndükten sonra Câbir mahsûlü kesip topladı. Ve Yahudi’ye otuz vesk borcu tamamen verdi. Mahsûl on yedi vesk de kendisine fazla oldu. Müteakiben Câbir olup biteni haber vermek için Rasûlüllah’a geldi. Onu ikindi namazı kılarken buldu. Rasûlüllah namazdan ayrılınca, o kalan fazla mahsûlü kendisine haber verdi. Rasûlüllah:
— “Sen bu vak’ayı Omer ibnu’l-Hattab’a haber ver” buyurdu. Câbir, Omer’e gitti ve haber verdi. Omer de Câbir’e:
— Ben esasen senin hurmalığında Rasûlüllah gezip dolaşınca hurma mahsûlünde elbette bir bereketlenme olacağım kat’î olarak bilmiştim, dedi.