Ve Yüce Allah şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki Allah size emânetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hüküm eylemenizi emreder. Allah bununla size, gerçek ne güzel öğüt veriyor. Şüphe yok ki Allah hakkıyla işitici, hakkıyla görücüdür” (en-Nisâ: 58).
2427 Ebû Zerr (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben (bir seferde) Peygamber’in beraberinde bulundum. (Dönüşte) Peygamber onu, yani Uhud Dağı’nı görünce:
— “Uhud’un benim için altın olmasını, ondan bir dinarın üç günden fazla yanımda beklemesini arzu etmem. Ancak bir dînâr müstesna; O bir dînârı da ben yalnız bir borç (ödemek) için hazırlarım” buyurdu.
Sonra devamla:
— ” (Malca zengin) çok kimseler vardır ki, onlar (sevâbca) çok azdırlar; ancak malı (iyilik yolunda) şöyle şöyle sarf etmiş olan müstesna! -Râvî Ebû Şihâb Abdu Rabbih önüne, sağına ve soluna işaret etti-. “Bunlar da pek azdır” buyurdu.
Sonra Peygamber bana:
— ” (Ben yanına gelinceye kadar) yerinde dur!” buyurdu ve uzak olmayan bir yere gitti. Bu sırada ben bir ses işittim de Peygamberin yanına gitmek istedim. Sonra O’nun “Ben gelinceye kadar yerinde bekle!” sözünü hatırladım (da gitmedim). Gelince:
— Yâ Rasûlallah! O işittiğim (ne idi)? Yâhud: O işittiğim ses (ne idi)? Diye sordum. Rasûlüllah:
— “Sen de (bir ses) işittin mi?” buyurdu.
Ben de:
— Evet (işittim), dedim. Rasûlüllah:
— “Yanıma Cibril aleyhisselâm geldi de bana: Ümmetinden her kim Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayarak ölürse cennete girer, sözünü söyledi” dedi. Ben:
— (Yâ Rasûlallah) şöyle şöyle (zina ve hırsızlık gibi) bir günah işlerse de mi? diye sordum. Rasûlüllah:
— “Evet” diye tasdik buyurdu .