2415 İbnu Cureyc haber verip şöyle dedi: Bana İbnu Şihâb, Alî ibn Hüseyn ibn Alî’den; o da Bâbası Hüseyn ibn Alî’den; o da Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den haber verdi. Alî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah ile beraber bulunduğum Bedr günü ganîmetten yaşı kemâle ermiş bir deveye nail oldum. Alî dedi ki: Rasûlüllah bana başka bir yaşlı deve de verdi. Ben bir gün bu develerimi Ensâr’dan bir kimsenin kapısı yanında indirmiştim. Bunlara ızhır otu yükleyip satmak ve parasıyla Fâtıma’nın düğün yemeği masrafına yardım sağlamak istiyordum. Yahûdî Kaynukaa kabîlesinden (bu işi bilir) bir kuyumcu da benimle beraberdi. Bu sırada Hamza ibnu Abdilmuttalib bu Ensârî’nin evinde, beraberinde bir şarkıcı kadın olduğu hâlde içki içiyordu. Şarkıcı kadın Hamza’ya hitaben: “Elâ yâ Hamze liiş-şurufi’n-nivâi (Ey Hamza, semiz develere bak)” girişi ile başlayan kasideyi söyledi. Bunun akabinde Hamza kılıcı ile hayvana doğru sıçradı ve bunları boğazladı, hörgüçlerini kopardı, böğürlerini yardı. Sonra ciğerlerinden birer parça aldı.
İbnu Cureyc dedi ki: Ben İbnu Şihâb’a:
— Hörgüçlerinden de? Dedim.
— Hörgüçlerini kesti ve onları götürdü, dedi.
İbnu Şihâb dedi ki: Alî devamla şöyle dedi: Beni korkutan bu manzaraya baktım. Akabinde Allah’ın Peygamberi’ne geldim. Yanında Zeyd ibn Harise vardı. Hâdiseyi kendisine haber verdim. Peygamber beraberinde Zeyd ibn Harise olduğu hâlde çıktı. Ben de beraberinde gittim. Hamza’nın yanına girdi. Hamza’ya karşı gayz ve üzüntü gösterdi. Hamza da gözlerini kaldırdı ve:
— Siz ancak Bâbam Abdulmuttalib’in köleleri değil misiniz? Dedi. Rasûlüllah da (amcasının şuursuzluğundan sakınarak) arka arkaya çekildi, nihayet odadakilerin yanından çıktı. Bu vakıa şarâbın haram kılınmasından önce olmuştu.