Ibn Sîrîn şöyle dedi: İcâre veren ile icâre tutandan birisinin ölümü üzerine akd müddetinin tamamlanmasına kadar icâre verenin ailesinin müste’cîri o yerden çıkarmaları hakkı yoktur (yani akdi fesh hakları yoktur). el-Hakem ibn Uteybe, el-Hasen el-Basrî ve Iyâs ibn Muâviye de: İcâre akdi, müddetinin sonuna kadar yürütülür, demişlerdir. Ibn Omer de şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber arazîsini (fetihten sonra) gelirin bir kısmı beytü’l-mâle âid olmak üzere Hayberliler’e verdi. Bu akid, Peygamber ve Ebû Bekr zamanlarında ve Omer’in halifeliğinin başında böyle devam etti.
Peygamber’in ölümünden sonra Ebû Bekr ve Omer’in bu icâre akdini yeniledikleri zikredilmedi.
2329 Bize Cuveyriye ibn Esma, Nâfi’den; o da Abdullah’tan tahdîs etti. Abdullah ibnu Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayberliler’e o arazîde çalışmaları, onda zirâat etmeleri ve arazîden çıkacak mahsûlün yarısı kendilerinin olmak üzere, Hayber arazîsini onlara verdi.
Ve İbn Ömer, Nâfi’e: Ekin tarlalarının bir mikdâr şeye karşılık kiraya verilir idiğini tahdîs etmiştir.
Râvî Cuveyriye, o mikdârın ismini Nâfi’ söyledi, fakat ben onu hafızamda tutamamaktayım, dedi.