Hasen el-Basrî: Şahsın cariyeyi öpmesini yahut (fercin berisinde olmak üzere) câriye île mübaşeret etmesini bir be’s (yani günâh olarak) görmemiştir. İbn Omer (radıyallahü anh): Cima’ olunan câriye hibe edildiği yahut satıldığı yahut hürriyete kavuştuğu zaman, hayızlanmak suretiyle rahimi tertemiz kılınsın; bakire olan kıza rahim temizlendirilrnesi yaptırılmaz, demiştir.
Atâ ibn Ebî Rebâhda: Erkeğin, başkasından hâmile bulunan cariyesinden fercin berisinde olmak üzere nasîb almasında be’s yoktur, demiştir. Yüce Allah da:
” Onlar ırzlarını koruyanlardır. Şu var ki zevcelerine yahut sağ ellerinin mâlik olduklarına karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (bu takdirde) kınanmış değillerdir” (el-Mü’minûn:5-6) buyurmuştur .
2274 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) Hayber’e geldi. Nihayet Allah O’na (Kamus denilen) kal’ayi açtığı zaman kendisine Huyey ibn Ahtâb’ın kızı Safiyye’nin güzelliği zikr olundu. Safiyye yeni evlenmiş bir gelin iken, Safiyye’nin kocası öldürülmüş idi. Rasûlüllah ganimetten payı olarak Safiyye’yi kendisi için seçip aldı ve Safiyye ile yola çıktı. Nihayet bizler Medine yakınında Seddu’r-Ravhâ denilen yere ulaştık. Safiyye işte orada hayzından temizlenip halâl oldu ve Peygamber, Safiyye ile evlendi. Sonra Peygamber tabaklanmış ve yere yayılan küçük bir deri üzerinde hurma, yağ ve keş karışığı “hays”,denilen bir yemek yapıp hazırlattı. Sonra Rasülullah (nikâhı şöhretlendirmek için) ben Enes’e: “Etrafındaki insanlara bildirip i’lân et” buyurdu. İşte bu hurma, yağ ve yoğurt kurusu karışığı, Rasûlüllah’ın Safiyye üzerine yaptığı düğün aşı oldu. Sonra Medine’ye doğru yola çıktık.
Enes dedi ki: Ben Rasûlüllah’ı gördüm ki, bir abayı binek devesinin hörgücü üzerine, kendi arka tarafına Safiyye için doluyor, sonra devesinin yanına oturuyor, akabinde dizini koyuyor, bu sırada Safiyye de kendi ayağını Peygamber’in dizi üzerine koyarak deveye biniyordu.