“Ey îmân edenler, (gerçek) mü’minler iseniz Allah’tan korkun, faizden (henüz alınmamış olup da) kalanı bırakın. İşte böyle yapmazsanız Allah’a ve Rasûlü’ne karşı harb (e girmiş olduğunuzu) bilin. Eğer (tefeciliğe) tevbe ederseniz mallarınızın başları yine sizindir. (Bu suretle) ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğratılmış olursunuz. Eğer (borçlu) darlık içinde bulunuyorsa ona geniş bir zamana kadar mühlet (verin). Sadaka olarak bağışlamanız ise sizin için daha hayırlıdır eğer bilirseniz. Öyle bir günden sakının ki, o gün Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı tastamam verilecek, onlara haksızlık edilmiyecektir” (el-Bakara: 278-28I).
İbn Abbâs: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.A.V.) üzerine inen son âyet budur (yani ribâ âyetidir), demiştir.
2125 Ebû Cuhayfe’nin oğlu Avn şöyle demiştir: Bâbam Ebû Cuhayfe’yi gördüm ki, o kan alıcı bir köle satın almıştı. Sonra Ebû Cuhayfe bu köleye emretti de, onun kan alma âletleri kırıldı. Ben Bâbamdan bu kırmayı sordum. O şöyle cevâb verdi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.A.V.) köpek bedelinden, kan alma ücretinden nehyetti. Döğün yapıcılıktan, döğünlenmekten, ribâ yiyiciliğinden ve ribâ yediricilikten de nehyetti. Suret yapıcı musavvire de la’net eyledi.