İbn Abbâs, Yüce Allah’ın mutlak olan “Tutamadığı günler sayısınca başka günler tutar” (el-Bakara: 184-185) kavlinden dolayı, kaza oruçlarının ayrılmasında, yani aralıklı tutulmasında be’s yoktur, demiştir. Saîd ibn Müseyyeb, üzerinde ramazân borcu olduğu hâlde zu’l-hiccenin ilk on günü orucunu soran hakkında: Ramazânın kazasını ödemedikçe bunu tutmak doğru olmaz, demiştir. İbrâhîm Nahaî: Ramazân kazasını ödemekte gecikip de nihayet diğer ramazân gelirse, ikisini de tutar demiş ve o kişi üzerine yedirmeyi re’y etmemiştir .
Ebû Hureyre’den mürsel olarak zikrolunur ve İbn Abbâs’tan da zikr olunur ki, o, diğer ramazâna kadar borcunu ödeyemeyen kişi, tutamadığı her bir gün yerine, bir fakire (bir müdd) yedirir, demiştir.
Buhârî dedi ki: Yüce Allah böyle kişi hakkında yedirmeyi zikretmedi, ancak mutlak olarak “Başka günler sayısınca tutar” buyurdu.
1986 Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân şöyle demiştir: Ben Âişe (r.anha)’den işittim, o şöyle diyordu: Bazen üzerimde ramazân orucundan borç bulunduğu olurdu da ben bu kaza borcumu ödemeye muktedir olamazdım, ancak Şa’bân ayında Öderdim. Râvî Yahya ibn Saîd: Şuğl, yani Âişe’ye mâni’ olan iş, Peygamber’den yahut da Peygamber’le ilgilenmek, sebebidir, demiştir.