1917 Abdullah ibn Yezîd şöyle demiştir: Ben Zeyd ibn Sâbit (radıyallahü anh)’ten işittim, o şöyle diyordu: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Uhud harbine çıktığı zamân, sahâbîleri arasından bir takım insanlar yoldan geri dönünce; Sahâbîlerinden bir fırka: Bu dönenleri öldürelim, dediler; bir fırka da: Hayır, onları öldürmeyelim, dediler. Bu ihtilâf üzerine; “Siz hâlâ niçin münafıklar hakkında -Allah onları kazandıkları (bunca günâhlar) yüzünden tepesi aşağı getirdiği hâlde- iki zümre oluyorsunuz? Allah’ın saptırdığını siz mi doğru yola getirmek istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol bulamazsın” (en-Nisâ: 88) âyeti indi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Medine (kötü) adamları, ateşin, demirin pisliğini dışarıya atışı gibi, dışarıya atar” buyurdu.