1903 Alî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizim yanımızda (şerîat hükümlerinden yazılı) olan şey, yalnız Allah’ın Kitâbı’dır, bir de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den (yazdığım) şu sahifedir: “Medine şuraya kadar Âir Dağı arası Harem’dir. Kim Medine’nin bu Harem sahası içinde bir bid’at çıkarırsa yahut bir bid’atçıyı barındırırsa Allah’ın azâbı, meleklerin laneti ve bütün insanların nefreti onun üzerine olsun. Ondan ne bir sarf ve ne de bir adl (yani farz ve nafile) kabul olunmaz. Müslümanların emânı birdir (Bir müslimin kâfire emânı, bütün müslümanlarca sahihtir; muteberdir). Kim bir müslümana verdiği ahdi bozarsa Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Ondan ne bir sarf ve ne de bir adl kabul olunmaz. Her kim de kendi velililerinin ve efendilerinin izni olmaksızın başka bir kavmi velî ve efendi edinirse, bu kimse üzerine de Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti yağsın. Bu kimseden de ne bir sarf ve ne de bir adl kabul olunmaz”.