"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 1714

Çünkü Allah şöyle buyurdu:

“Biz kurbanlık develeri de sizin için Allah’ın alâmetlerinden kıldık. Onlarda sizin için hayr vardır. O hâlde onlar ayakta durur (boğazlanır) larken üzerlerine Allah’ın ismini anın. Yanları üstü düştükleri vakit de ondan hem kendiniz yiyin, hem ihtiyâcını gizleyen ve izlemeyip dilenen fakirlere yedirin. Onları şükredesiniz diye böylece size musahhar kıldık. Onların ne etleri, ne kanları hiçbir zaman Allah’a (yükselip) erişmez; fakat sizden O ‘na yalnız takva ulaşır. Size olan hidâyetine karşı Allah’ı büyük tanımanız içindir ki O, bunları böylece size ram etmiştir. İyi hareket edenleri müjdele” (el-Hacc: 36-37)

Mucâhid: Develer bedenli ve iri cüsseli oldukları için “Bedene” diye isimlendirildi, demiştir .

Buhârî dedi ki: Kaani’ isteyen, mu’terr ise zenginden yâhud fakirden, develer etrafında dolaşan kimsedir .

Şaâirullah (el-Hacc:32) kurbanlık hayvanları büyütmek ve onları güzel görmektir .

Atîk: (el-Hacc: 29), Allah’ın zâlimlerden (onların saldırısından) âzâd ettiği (koruduğu) demektir.

Vecebt: (el-Hacc: 36), yere düştü ma’nâsınadır. Vecebt’işşemsu (= Güneş battı) bu ma’nâdandır .

1714 Ebû Hureyre (radıyallahü anh,şöyle demiştir): Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanlık devesini sevk eden bir kimse gördü de ona:

— “Deveye bin!” buyurdu.

O zât:

— Bu kurbanlıktır (nasıl binerim)? dedi.

Rasûlullah:

— “Bu (kurbanlık) deveye bin!” buyurdu.

O zât yine:

— Bu kurbanlıktır, deyince, Rasûlullah üçüncü yâhud ikinci defasında:

— “Yazıklar olsun sana! Bin şu deveye!” buyurdu