1589 Abdullah ibnu Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Câhiliye Arabları hacc aylarında umre etmeyi, yeryüzünde işlenen günâhların en büyüğü nev’indendir diye i’tikaad ederlerdi. Ve bunlar Muharrem ayındaki harâmlığı da safer ayına naklederlerdi de: Devenin arkasındaki yara iyi olur, ayak izleri silinir gider, safer ayı da çıkarsa artık umre yapmak işte o zaman umreciye halâl olur derlerdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sahâbîleri ile beraber (zu’l-hicce’nin) dördüncü gecesi sabahında hacc niyetiyle telbiye ediciler olarak (Mekke’ye) geldiler. Peygamber sahâbîlerine, hacclarını umreye çevirmelerini ve (tavaf, sa’y, tıraşla) ihramdan çıkmalarını emreyledi. (Hacc aylarında umre yapmayı büyük günâh gördükleri için) hacc aylarında umre ile emredilmesi, kendilerine ağır geldi ve:
— Yâ Rasûlallah! Bu hangi hılldır; nasıl umredir (İhrâmın haram kıldığı şeyleri bu da halâl kılar mı)? diye sordular.
Rasûlullah:
— ” (Hacc aylarındaki) bu umrenin yerine getirilmesi de bunların hepsini halâl kılar” buyurdu .