"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 1581

Kalbindekini yüksek sesle söylediği zaman “Ehelle” denilir. “İstehlelnâ” ve “Ehlelnâ’l-hilâle” “Hilâlin meydana çıktığını gördük” demektir. Bunların hepsi “meydana çıkma” ma’nâsındadır. “İstehelle’l – mataru (Yağmur buluttan çıktı)”ta’bîri de bu ma’nâdadır. “Ve mâ uhille li-gayrıllâh (Üzerine Allah’tan başkasının ismi söylenip kesilen hayvanlar..)” el-Bakara: 174.

el-Mâide: 3; el-En’âm: 144; en-Nahl: 115) kelâmı da, çocuğun doğarken sesini feryâdla yükseltmesi ma’nâsındadır.

1581 Peygamber’in zevcesi Âişe (radıyallahü anha) şöyle demiştir: Peygamber’in beraberinde Veda Haccı için yola çıktık. Ve umre niyetiyle tel­biye ettik. Sonra Peygamber: “Beraberinde hedy, yâni kurbanlık hayvanı bulunan, umre ile birlikte hacca niyet edip telbiye eylesin, sonra da umre ile haccdan birlikte ihramdan çıkıncaya kadar da, ih­ramdan çıkmasın!” buyurdu. Ben hayızlı olarak Mekke’ye geldim. Beyt’i tavaf etmedim; Safa ile Merve arasında sa’y etmedim. Bu du­rumumu Peygamber’e şikâyet tarzında arzettim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ba­na: “Başının saç örgülerini çöz, saçlarını tara, umreyi terk et ve yalnız hacca niyetle telbiye et!” buyurdu. Ben de böyle yaptım. Hacc fiille­rini yerine getirip tamamladığımız zaman, Peygamber beni erkek kardeşim Abdurrahmân ibn Ebî Bekr’in beraberinde olarak, Ten’îm mevkiine gönderdi de, ben oradan umre yaptım. Peygamber: “İşte bu, senin umrenin yeridir” buyurdu.

Âişe dedi ki: Umre niyetiyle telbiye etmiş olanlar Beyt’i tavaf ve Safa ile Merve arasını sa’y ettikten sonra ihramdan çıktılar. Sonra Minâ’dan dönmelerinin akabinde diğer bir tavaf daha yaptılar. Am­ma hacc ve umreyi cem’ edenlere gelince, onlar ancak bir tavaf yap­tılar .