Ve Âişe (radıyallahü anhaa) ihrâmlı olduğu hâlde sarı boya ile boyanmış elbiseler giymiştir
Ve yine Aişe, muhatabı olan ihrâmlı kadına: Ağzına yaşmak tutunma, vers (yani alâçehrî veya Yemen zağferânı denilen bitki) ile ve zağferân ile boyanmış elbise giyme, demiştir .
Câbir ibn Abdillah da: Usfurla (yânı sarı boya ile) boyanmış şeyi, kokulandırılmış görmem, demiştir . Ve Aişe, ihrâmlı kadın için zînet takmada, siyah elbisede, gül rengi boya ile boyanmış elbisede ve ayakkabı giymede bir mahzur görmemiştir .
İbrâhîm en-Nahaî de: İhrâmlının, giymekte olduğu elbisesini değiştirmesinde bir mahzur yoktur, demiştir .
1569 Abdullah ibn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gerek kendisi, gerek sahâbîleri saçlarını taradıkları, güzel kokular süründükleri, (en güzel) izâr ve ridâlarını giydikten sonra Medine’den (öğle ile ikindi arasında Veda Haccı için) yola çıktılar. Peygamber, giyilmesi âdet olan ridâlar ve izârlardan hiçbirşeyi giymekten kimseyi men’ etmedi. Yalnız (kokusu ve rengi) vücûda bulaşacak derecede zağferânlı libâsın giyilmesini nehyetmişti. Bu büyük hacc topluluğu, gündüzün Zu’l-Huleyfe’ye vardı. (Öğle namazını orada kıldı ve Zu’l-Huleyfe’de geceledi. Sabahleyin) Peygamber devesine bindi. Beydâ Dağı’na yükselince, Peygamber ve sahâbîleri tehlîl ve telbiye ettiler. Peygamber kurbanlık devesine kılâde (yani gerdanlık) takdı ve kurbanlık nişânıyle nişanladı. Bu telbiye ve kılâde işleri Zu’l’ka’de’den beş gün kala (ayın yirmi beşinde) olmuştu. Nihayet Zu’l-hicce’nin dördüncü günü Peygamber Mekke’ye vardı. Beyt’i tavaf, Safa ile Merve arasında sa’y etti. Kurbanlık develerine nişan taktığı için de artık o hayvanlar kurbanlık bedene olduklarından dolayı, Peygamber ihramdan çıkmadı. Tavaf ve sa’ydan sonra Peygamber hacca telbiye edici olarak Mekke’nin yüksek tarafındaki Hacûn mevkiine konakladı, Ka’be’yi tavaf ettikten sonra, artık tâ Arafat’tan dönünceye kadar Ka’be’ye bir daha yaklaşmadı. Peygamber sahâbîlerine, Beyt’i tavaf etmelerini, Safa ile Merve arasında sa’y etmelerini, sonra da saçlarını kısaltmalarını, bundan sonra da ihramdan çıkmalarını emreyledi. Peygamber’in bu emri, beraberinde kılâdelediği bir kurbanlığı bulunmayan kimseler içindi. Böyle bir kimse ihramdan çıktığında, beraberinde zevcesi varsa, artık zevcesi kendisine halâldır (yani onunla cinsî münâsebeti halâldır). Güzel koku sürünmesi, (mu’tâd olan) elbiselerini giymesi de halâldır .