1561 Bize İbnu Cureyc haber verip şöyle demiştir: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh haber verdi. Atâ’ya da Ya’lâ’nın oğlu Safvân şöyle haber vermiştir: Ya’lâ ibn Umeyye, Umer ibn Hattâb’a: Peygamber’e vahy edilirken, Peygamber’i bana göster, demişti. Ya’lâ ibn Umeyye dedi ki: Peygamber el-Cı’râne’de bulunduğu sırada, yanında sahâbîlerinden bir topluluk da varken, yanına bir adam çıkageldi ve:
— Yâ Rasûlallah! Güzel koku sürünmüş olarak umre için ihrama giren bir kimse hakkında nasıl re’y edersin (yani ne buyurursun)? diye sordu.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir müddet sustu. Akabinde kendisine vahy geldi. Umer hemen Ya’lâ’ya işaret etti. Ya’lâ da geldi. O sırada Rasûlullah’ın üzerinde bir örtü vardı, bu örtü O’na gölgelik yapılmıştı. Ya’lâ başını bu örtünün içine soktu. Ve Rasûlullah’ı (vahyin şiddetli ağırlığından) yüzü kızarmış bir hâlde gördü. Rasülullah, uyuyan kimsenin gidip gelen nefesi gibi hırıltıyle nefes alıp veriyordu. Sonra Rasûlullah’tan bu hâl (yavaş yavaş) sıyrıldı. Akabinde:
— “Umreden sormuş olan kimse nerede?” buyurdu. Bunun üzerine yanına birisi getirildi. Rasülullah ona:
— “Bedenine ve elbisene bulaşan kokuyu üç kerre yıka, üzerindeki cübbeyi de çıkar, (bu ihramı giy de) haccında yapacağın işler gibi, umrende de yap!” buyurdu .
İbn Cureyc dedi ki: Ben Atâ’ya, Peygamber bu adama üç defa yıkamasını emrettiği zaman, temizlemeyi, paklamayı mı kasdetmiştir? diye sordum. Atâ da bana: Evet, diye cevâb verdi .