"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 1538

“… Ona bir yol bulabilenlerin Beyt’i hacc etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim küfr­ederse, şübhesiz ki Allah âlemlerden ganîdir” (Âlu İmrân: 97)

1538 Abdullah ibn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: el-Fadl ibnu Abbâs, Rasûlullah’ın redîfi (yani hayvan üstünde Peygamber’in arka ta­rafına binmiş kimse) idi. Has’am kabilesinden genç bir kadın Rasûlullah’a geldi. Bu sırada Fadl kadına, kadın da Fadl’a bakmaya başladı. Peygamber de Fadl’ın yüzünü (eliyle kadından) başka tara­fa çevirmeye koyuldu.

Kadın:

— Yâ Rasûlallah! Allah’ın kulları üzerinde hacc hususundaki farizası Bâbama çok yaşlı ihtiyarlığında erişti. O deve üzerinde sabit duramaz hâldedir. Binâenaleyh kendisine (vekâleten) ben hacc ede­bilir miyim? diye sordu.

— “Evet, vekâleten hacc edebilirsin!” diye cevâb verdi. Bu suâl ve cevâb, Veda Haccı sırasında vâki’ oldu .