Sadaka verilen kimsenin, kendisine sadaka edilen malı, (verenden) başka birine satmasında ise dînî bir manzûr yoktur. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) –gelecek hadîste- ancak sadaka veren kimseyi, hassaten verdiği sadakasını satın almaktan nehyetmiş; bundan, başkasını nehyetmemiştir.
1513- Abdullah ibnu Omer (radıyallahü anh) şöyle tahdîs eder idi: Omer ibnu’l-Hattâb, Allah yolunda (cihâd için bir kimseye) bir at sadaka etmişti. Sonra o ata satılır hâlde tesadüf etti. Ve o atı bedel ödeyip satın almak istedi. Sonra Peygamber’e geldi de bu mes’elede Peygamber’in emrini öğrenmek istedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: “Sadaka ettiğin atına artık bir daha dönme!” buyurdu. İşte Peygamber’in bu nehyi sebebiyledir ki, Abdullah ibn Omer, sadaka vermiş olduğu herhangi birşeyi (tekrar mülkiyetine girmesi için) satın almak üzere kimseyi bırakmazdı; ancak o şeyi sadaka etmek için bırakırdı.