1457- Bize Cerîr, el-A’meş’ten; o da Ebû Vâil’den tahdîs etti ki, Huzeyfe (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Omer: Rasûlüllah’ın fitneden bah-, seden hadîsini hanginiz ezberinde tutuyor? Diye sordu. Huzeyfe dedi ki: Onu Rasûlüllah’ın dediği gibi ben ezberimde tutuyorum, dedim. Omer: Sen O’na (yânı Rasûlüllah’a) karşı çok cesursun. Peki nasıldır? Dedi. Huzeyfe dedi ki: “İnsanın ailesi, çocukları, komşusu yüzünden uğradığı fitneyi namaz kılmak, sadaka vermek ve iyilik etmek örter” dedim. -Râvî Süleyman ibn Mıhrân el-A’meş: Ebû Vâil bâzan “Namaz kılmak, sadaka vermek, iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek… ” şeklinde söylemiştir, dedi.- Omer: Hayır; sormak istediğim bu fitne değil, lâkin denizin dalgalanması gibi dalgalanacak olan fitneyi sormak istiyorum, dedi. Huzeyfe dedi ki: Ey Mü’minlerin Emîri, o fitneden senin üzerine birşey yoktur; seninle onun arasında kilitli bir kapı vardır, dedim. Omer: O kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı? diye sordu. Huzeyfe dedi ki: Hayır, açılmıyacak; fakat kırılacak, dedim. Omer: Şübhesiz olan şu ki, o kapı kırıldığı zaman ebeden (yani kıyâmete kadar) kilitlenemez, dedi. Huzeyfe dedi ki: Ben evet, dedim. Râvî Şakîk şöyle dedi: Biz Huzeyfe’ye: Kapı kimdir? diye sormaktan korktuk da, Mesrûk’a: Bunu Huzeyfe’den sen sor, dedik. Şakîk dedi ki: Mesrûk bunu Huzeyfe’ye sordu. Huzeyfe: (Kapı) Omer (radıyallahü anh) ‘dir, dedi. Şakîk dedi ki: Biz Huzeyfe’ye: Peki Omer senin kasdettiğin kimsenin kendisi olduğunu bildi mi? dedik. Huzeyfe: Evet, yarından evvel bir gece bulunduğunu bildiği gibi. Bunun sebebi şudur: Çünkü ben ona içinde yalan yanlış olmayan bir hadîs söyledim, dedi.