Ve Yüce Allah’ın şu kavli:
“… Altını, gümüşü yığıp biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanlar, işte bunlara pek acıtıcı bir azâb muştula! O gün bunlar, üzerlerinde, cehennem ateşinin içinde kızdırılacak da o kimselerin alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak; işte bu nefisleriniz için toplayıp sakladıklarınız! Artık saklayıp istifçilik ettiğiniz bu nesneleri tadın! Denilecek” (et-Tevbe: 34-35)
1422 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sahibi, kendisindeki zekât hakkını vermediği zaman deve, kıyâmet günü en kuvvetli haliyle sahibinin üzerine gelir ve onu tabanlarıyla çiğner. Koyun da kendisindeki zekât hakkını vermediği zaman en kuvvetli ve besili haliyle sahibi üzerine gelir ve tırnaklarıyla onu çiğner, boynuzlarıyla da ona vurur”.
Peygamber devamla buyurdu: “Bu hayvanların haklarından birisi de su başlarında sütlerinin sağılması (ve oradakilere sadaka edilmesi)dır”.
Yine Peygamber şöyle buyurdu: “Sakın sizden hiçbiriniz kıyâmet günü zekâtını vermediği davarını omuzunda bağırır hâlde taşıyıp gelmesin ve (yardım isteyerek): Ya Muhammed demesin. O zaman ben ona: Ben senin için hiçbirşey yapmaya mâlik değilim; ben (ilâhî emirleri) tebliğ etmişimdir, derim. Yine sizden hiçbiriniz zekâtını vermediği devesini böğürür hâlde omuzu üzerinde taşıyarak gelmesin ve Yâ Muhammedi demesin. Ben ona: Ben senin lehine hiçbirşeye malik olamıyorum; ben (Allah’ın emir ve nehiylerini) tebliğ etmişimdir, derim”.