1352 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ölüm meleği Mûsâ Peygamber’e gönderildi. Melek Musa’ya gelince, Mûsâ, meleğe bir tokat vurdu. Melek Rabb’ına döndü ve:
— Sen beni ölmek istemeyen bir kula gönderdin, dedi.
Allah, meleğe gözünü (yahut eski kudret ve metanetini) iade etti ve tekrar Musa’ya dön de ona: Elini bir öküzün sırtına koymasını ve elinin örttüğü her bir kıla mukaabil bir yıl ömür verileceğini söyle, dedi.
Mûsâ, bu ilâhî bahşişi duyunca:
— Yâ Rabbî! Bundan sonra ne olacak (ölecek miyim, yoksa daha yaşayacak mıyım)? Diye sordu.
Allah:
— Sonra öleceksin, buyurdu. Mûsâ:
— Öyleyse ölüm şimdi gelsin, dedi de Allah’tan bir taş atımı mesafeye kadar kendisini Mukaddes Arz’a yaklaştırmasını (orada ölüp orada gömülmesini) diledi.
Ebû Hureyre şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Eğer ben Musa’nın gömüldüğü yerde sizinle beraber bulunsaydım, onun yol kenarında olan ve kızıl bir kum tepesinin yanında bulunan kabrini muhakkak sizlere gösterirdim” buyurdu.