Alî ibn Ebî Tâlib’in torunu olan el-Hasen ibnu’l-Hasen (97) vefat ettiğinde, eşi ve yine Alî’nin torunu olan Fâtıma bintu’l-Hüseyin (110), kocasının kabri üzerine bir sene kadar bir kubbe kurmuştu. Sonra bu kubbe kaldırıldı. O sırada Fâtıma ve yanında bulunanlar bir sayha işittiler. Sayha sahibi:
— Düşün bak! Bu musîbetzedeler kaybettiklerini buldular mı? Diye soruyordu.
Diğer bir sayha sahibi de bu suâle:
— Hayır, onlar ümîdlerini kestiler de döndüler, dîye cevâb vermişti.
1343 Urve’den;o da Âişe (r.anha)’den tahdîs etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) âhirete göç ettiği hastalığında: “Allah Yahûdîler’i ve Hrısiyanlar’ı rahmetinden uzak kılsın. Bunlar peygamberlerinin kabirlerini mescid edindiler” buyurmuştur. Âişe: Böyle bir endîşe olmasaydı sahâbîler, Rasûlüllah’ın kabrini açık bırakırlardı. Lâkin ben onun mescid edinilmesinden korkarım, demiştir.