"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 1149

Ve Yüce Allah’ın şu kavli:

“Ey bürünen, gecenin birazı hâriç olmak üzere kalk. (Gecenin) yarısı mikdârınca yahut ondan birazını eksilt. Yahud (o yarının) üzerine artır. Kur’ân’ı da açık açık tane tane oku. Hakikat biz sana ağır bir söz vahyediyoruz. Gerçek, gece (ibâdete) kalkan nefs, o hem uygunluk itibâriyle daha kuvvetlidir. Hem kıraatçe daha sağlamdır. Çünkü gündüz senin için bir meşguliyet var” (el-Muzzemmil: 1-7).

Ve Yüce Allah’ın şu kavli:

“Şübhe yok ki, Rabb’in, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksik; yarısı; üçte biri kadar ayakta durmakta olduğunu ve senin maiyyetinde bulunanlardan bir zümrenin de (böyle yaptığını) elbet biliyor. Geceyi, gündüzü Allah saymaktadır. O, bunu sizin sayamayacağınızı bildiği için, size karşı (ruhsat canibine) döndü. Artık Kur’ân’dan kolay geleni okuyun. Allah muhakkak bilmiştir ki, içinizden hastalar olacak, diğer bir kısmı Allah’ın fadlından (nasîb) aramak üzere yeryüzüne yol tepecekler, başka bir takımı da Allah yolunda çarpışacaklardır. O hâlde, O ‘ndan kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın. Zekâtı verin. Allah’a gönül hoşluğu ile ödünç verin. Önden nefsleriniz için ne hayr gönderirseniz, onu Allah yanında daha hayırlı ve sevâbca daha büyük olarak bulursunuz. Allah’tan mağfiret isteyin. Şübhesiz ki, Allah çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyicidir” (el-Muzzemmil: 20).

İbn Abbâs: “Neşe e” kelimesi Habeş dilinde “Kaame ( = Kalktı)” ma’nâsınadır, demiştir. Yine İbn Abbâs, “Vatae” kelimesini de: Kur’ân’ın muvâtaasını , “Gece okunan Kur’ân’ın gündüzden ziyâde işitmeye, göze ve kalbe (nüfuzu şiddet ve) uygunluğu vardır” şeklinde tefsir etmiş; sonra bu tefsiri te’yîd ederek: “Li-yuvâtıû” ‏ (et-Tevbe: 37) Li-yuvâfıkû (yani uymaları için) ma’nâsınadır, demiştir.

1149 Bana Muhammed ibn Ca’fer, Humeyd et-Tavîl’den tahdîs etti ki, o, Enes’ten şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her aydan (o kadar günlerde) oruç tutmaz idi ki, biz O’nu artık o ayın hiçbir gününde oruç tutmayacak zannederdik. Yine Rasûlüllah her aydan (o kadar günlerde) oruç tutar idi ki, biz O’nu artık o aydan hiçbir gün orucu bırakmayacak zannederdik. Yine Rasûlüllah’ı geceden bir kısmında namaz kılar görmek istemiyorsundur ki, muhakkak namaz kılar görürdün. Uyur görmek istemiyorsundur ki, muhakkak uyur görürdün.

Bu hadîsi Humeyd’den rivayet etmekte Süleyman ibn Bilâl ile Ebû Hâlid Süleyman ibn Hayyan el-Ahmer, Muhammed ibn Ca’fer’e mutâbaat etmişlerdir.