1052 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah zamanında güneş tutuldu. Rasûlüllah insanlara namaz kıldırdı. Şöyle ki: Namaza durdu ve ayakta durmayı uzattı. Sonra rükû’ yaptı; rukû’u da uzattı. Sonra rukû’dan kalktı ve kıyamı yine uzattı ise de bu ikinci kıyamı, evvelki kıyamdan az sürdü. Sonra yine rukû’a vardı ve rukû’u uzattı ise de bu ikinci rukû’u evvelki rukû’undan kısa idi. Sonra secde etti ve sucûdu uzattı. Sonra ikinci rek’atta da ilk rek’atta yaptığı gibi yaptı. Sonra güneş açılmış olduğu hâlde namazdan çıktı. Akabinde insanlara hutbe yaptı. Şöyle ki: Allah’a hamd ve sena etti, sonra:
“Şübhesiz ki, güneş ile ay, Allah’ın âyetlerinden iki âyettir. Bunlar hiçbir kimsenin ölümü ve de hayâtından dolayı tutulmazlar. Sizler bu tutulmayı gördüğünüz zaman hemen Allah’a duâ edin, tekbîr alın, namaz kılın ve sadaka verin ” buyurdu. Sonra da şunları söyledi: “Ey Muhammed ümmeti, Allah’a yemin ederim ki, erkek kulunun veya dişi kulunun zina edişinden dolayı Allah Taâlâ kadar kıskanç olan hiçbir kimse yoktur. Ey Muhammed ümmeti, Allah’a yemîn ederim ki, benim bilmekte olduğumu sizler bilseniz, muhakkak az güler, çok ağlardınız”