1028 Bize Mansûr ile el-A’meş, Ebu’d-Duhâ’dan; o da Mesrûk’tan tahdîs etti. Mesrûk şöyle demiştir: Ben İbn Mes’ûd’a geldim. O şöyle dedi: Kureyş kavmi İslâm’a girmekte geciktiler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onların aleyhine duâ etti de onları bir kıtlık yakaladı ki, o yıl helak oldular, ölü hayvan eti yediler ve kemikleri kemirdiler. Ebû Sufyân, Peygamber’in yanına geldi de: Yâ Muhammed, sen akrabayla ilgilenmeyi emrederek geldin. Senin kavmin ise helak oldular. Artık Yüce Allah’a duâ et, dedi. Rasûlüllah veya İbn Mes’ûd: “O hâlde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle… ” (ed-Duhân: ıo) âyetini okudu. Sonra Kureyşliler tekrar kâfirliklerine döndüler. Bu dönüşlerinin cezası da Yüce Allah’ın şu kavlidir: “Çok büyük bir şiddet ve savletle çarpacağımız gün muhakkak ki biz intikaam alıcılarız” (ed-Duhân: 16); bu gün, Bedr günüdür.
Buhârî şöyle dedi: Ve Esbât ibn Nasr, Mansûr’dan isnâdiyle şunu ziyâde etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) duâ yaptı da onlara yağmurlar ihsan olundu. Yedi gün yedi gece adamakıllı ıslandılar. Ondan sonra halk yağmurun çokluğundan şikâyet ettiler. Bunun üzerine Rasûlüllah: “Yâ Allah, etrafımıza yağdır; üzerimize değil” diye duâ etti de, başının üstünden bulut sıyrıldı, etraflarındaki halk yağmurdan istifâde etmeye başladı.