762 Câbir ibn Semure (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Küfe ahâlîsinden bâzıları Sa’d ibn Ebî Vakkaas’i Omer’e şikâyet ettiler. Omer onu azledip, yerine Ammâr ibn Yâsir’i üzerlerine âmil ta’yîrı etti. Kûfeliler şikâyeti o kadar ileri götürmüşlerdi ki, namazı bile güzel kıldırmıyor, demişlerdi, Omer ona haberci gönderip, getirtti. Ve: Yâ Ebâ İshâk, bu adamlar sen namâzı güzel kıldırmıyorsun diye iddia ediyorlar? diye sordu. Sa’d: Vallahi ben onlara Rasûlüllah’ın namazını kıldırıp, ondan hiçbir şey eksiltmezdim. Yatsı namazını -yahut öğle ile ikindiyi- kıldırırken ilk iki rek’atlarda biraz çokça dururdum, son iki rek’atta hafif tutardım, dedi. Omer: Senin hakkındaki zannımız da bu idi, yâ Ebâ İshâk, dedi. Müteakiben (mes’eleyi tahkik için) birini yahut birkaç kimseyi kendisiyle birlikte Kûfe’ye gönderdi. Gönderilen zât Küfe ahâlîsinden Sa’d’ın hâlini sordu. Hiçbir mescid bırakmadı ki, oradan Sa’d’in hâlini sormasın. Onlar da hep hayırlı övgülerde bulundular. Nihayet Abs oğulları’na âid bir mescide girdi. Ebû Sa’de künyesiyle anılan Usâme ibn Katâde isminde biri ayağa kalktı ve: Mademki bize and verip, bildiğimizi söylemeye çağırdın (söyleyelim): Sa’d askerin başına geçip harbetmez. Mal taksim ederken musâvât gözetmez. Hükümde adalet etmez, dedi. Bunun üzerine Sa’d da: Mademki böyle söyledin, ben de vallahi (senin aleyhine) üç duâ edeceğim: Yâ Allah, senin bu kulun yalancı ise, riya ve sum’a olsun diye ayağa kalktı ise ömrünü uzat, fakirliğini çoğalt, fitnelere uğrat dedi. Râvî Abdulmelik ibn Umeyr dedi ki: Sonraları o adama hâli sorulduğu vakit: Kocamış, fitneye uğramış, yaşlı bir kimseyim. Bana Sa’d’ın bedduası isabet etti, der idi. Câbir’den bu hadîsi rivayet eden Abdulmelik ibn Umeyr dedi ki: Sonraları onu ben de gördüm. Yaşlılıktan kaşları gözlerinin üzerine sarkmış olduğu hâlde, yollarda rast geldiği kızlara sataşır, onları çimdiklerdi.