524 Bana Şakîk tahdîs edip şöyle dedi: Ben Huzeyfe’den işittim, şöyle dedi: Biz Omer (radıyallahü anh)’in yanında oturuyorduk. Omer: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın fitne hakkındaki sözünü hanginiz ezberinde tutuyor? diye sordu. Ben ezberimde tutuyorum, hem de Rasûlüllah’ın söylediği gibi, dedim. Omer: O’na (yani Peygamberce) yahut buna (bu makaaleye) karşı çok cesursun, dedi Ben: “İnsanın ehli, malı, çocukları ve komşusu yüzünden uğradığı fitneye, namaz, oruç, sadaka, iyiliği emr, kötülükten nehy keffâret olur” dedim. Omer: Sormak istediğim bu fitne değildir, lâkin denizin dalgalanması gibi dalgalanacak olan fitnedir, dedi. Bunun üzerine Huzeyfe: Ey Mü’minlerin Emîri, o fitneden senin üzerine bir şey yoktur. Çünkü seninle onun arasında kilitli bir kapı vardır, dedi. Omer; Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı? Diye sordu. Huzeyfe: Kırılacak, dedi. Omer: O takdirde ebeden kilitlenemiyecek, dedi. Biz Huzeyfe’ye: Omer kapıyı biliyor mu? Diye sorduk. Huzeyfe: Evet, yarından evvel bu gecenin geleceğini bildiği gibi (biliyordu). Ben ona, içinde hiçbir yalan yanlış bulunmayan bir söz söylemişimdir, dedi. (Râvî Şakîk ibn Seleme el-Esedî:) Biz kendimiz Huzeyfe’ye sormağa cesaret edemedik de, Mesrûk ibnu’l-Ecda’a: Kapı kimdir? Diye sordurduk. O da kapıyı ondan öğrenip: Kapı Omer’dir, dedi.