İbn Omer, kendisi teşehhüdde iken ve Ka’be’de iken önünden geçecek kimseyi redd etmiştir. Yine Ibn Omer: Eğer önünden geçici kimse, ille kendisiyle dönüşmenden başkasını kabul etmezse, artık sen de onunla döğüş, demiştir.
508 Bize Ebû Salih es-Semmân tahdîs edip şöyle dedi: Ben Ebû Saîd el-Hudrî’yi gördüm ki, o bir cum’a günü kendisini (gelip geçecek) insanlardan setr edecek bir şeye doğru namaz kılıyordu. Ebû Muayt oğullarından bir genç önünden geçmek istedi. Ebû Saîd de onun göğsüne bir yumruk vurup def etti. O genç etrafına bakındı, fakat onun önünden başka geçecek yer bulamadı. Bunun üzerine dönüp yine geçmeye davrandı. Ebû Saîd, evvelkinden daha şiddetli surette def etti. Bunun üzerine o genç Ebû Saîd’e sövdükten sonra (Medine vâlîsi olan) Mervân’ın yanına gidip, Ebû Saîd’den karşılaştığı muameleyi ona şikâyet etti. Arkasından Ebû Saîd de Mervân’ın yanına girdi. Mervân: Yâ Ebâ Saîd, şu kardeşinin oğlu ile ne alıp veremiyorsun? Dedi. O da şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim, şöyle buyuruyordu:
“İçinizden biri kendisini gelen geçen insanlardan koruyacak bir sütreye karşı namaza durup da biri önünden geçmeye davranacak olursa onu def etsin; dinlemez dayatırsa onunla döğüşsün; çünkü o ancak bir şeytândır.