Ve Ebû Hureyre şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bulunduğun yerde kıble cihetine yönel ve Allahu Ekberde” buyurdu.
401 Berâ’ ibn Âzîb (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (Medine’de) on altı yahut on yedi ay Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kılmıştı. Halbuki Rasûlüllah kıblesinin Ka’be’ye yöneltilmesini arzu ederdi. Bunun üzerine azîz ve celîl olan Allah: “Biz, yüzünü çok kerre göğe doğru evirip çevirdiğini muhakkak görüyoruz. Şimdi seni herhalde hoşnûd olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. (Namazda) Yüzünü artık Mescidi Haram tarafına çevir. (Ey mü’minler) siz de nerede bulunursanız (namazda) yüzlerinizi o yana döndürün…” (el-Bakara: 144) âyetini indirdi. Rasûlüllah da Ka’be tarafına yöneldi. Bunun üzerine, insanlardan bir takım beyinsizler -ki onlar Yahûdîler’dir-: “Müslümanları, üzerinde durdukları kıblelerinden çeviren nedir?” dediler. “De ki: Doğu da Allah’ın, batı da. O, kimi dilerse onu dosdoğru yola iletir” (el-Bakara: 142). Bu kıble tahvili akabinde bir kimse Peygamber’le beraber (Ka’be’ye doğru) namaz kıldı da, namaz kıldıktan sonra yola çıktı. Nihayet Beytu’l-Makdis’e doğru ikindi namazı kılmakta olan bir Ensâr cemaatına uğradı. Onlara: Peygamber’le beraber namaz kıldığını, Peygamber’in Ka’be cihetine yöneldiğine şehâdet ederek söyledi. Bu haber üzerine o cemâat (namazlarını bozmadan) Ka’be tarafına yönelinceye kadar meyil edip döndüler.