Ebû Abdillah Buhârî şöyle der: Hasen Basrî, buz üzerinde namaz kılınmasında ve altından yahut üstünden yahut önünden idrar aksa bile, namaz kılanla köprü arasında bir sütre bulunduğu zaman köprüler üzerinde namaz kılınmasında bir be’s görmemiştir. Ebû Hureyre de (aşağıdaki) imâmın namazına uyarak mescidin tavanında namaz kılmıştır. İbn Omer de, sıkışmış kar üzerinde namaz kılmıştır.
379 Bize Ebû Hazım tahdîs edip şöyle dedi: Sehl ibn Sa’d’a: (Peygamber mescidindeki) minber hangi şeyden (yapılmış)dir? Diye sordular. Sehl şöyle dedi: İnsanlar içinde bunu benden iyi bilen kalmadı. O, Gâbe’nin esi (yani ılgın) ağacındandır.Onu Rasûlüllah için, fulanca kadının himayesinde bulunan fulan kimse yaptı idi. Yapılıp yerine konulduğu zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerine çıktı ve kıbleye karşı dikelip (iftitâh) tekbîri aldı. İnsanlar da arkasında (mescidin içinde) namaza durdular. Okuyup rukû’a vardı. Cemâat de arkasında rükû’ ettiler. Sonra rukû’dan başını kaldırdı (ve kıbleden yüzünü ayırmayarak) gerisin geriye döndü ve yere secde etti. Sonra yine minbere çıktı. Sonra yine rukû’a vardı. Sonra (yine rukû’dan) başını kaldırıp gerisin geriye yürüyerek yere secde etti. İşte minberin kıssası budur.
Ebû Abdillah Buhârî şöyle dedi: Alî ibnu Abdillah şöyle dedi: Allah kendisine rahmet eylesin, İmâm Ahmed ibn Hanbel (241) bana bu hadîsten sorup: Ben ancak Peygamber’in insanlardan daha yüksekte olduğunu kasdettim. Binâenaleyh bu hadîse göre imâmın insanlardan daha yüksekte bulunmasında be’s yoktur, dedi. (Alî ibn Abdillah el-Medînî) der ki: Bunun üzerine ben de Ahmed ibn Hanbel’e: Sufyân ibn Uyeyne’ye bu hadîsten pek çok suâl sorulurdu. Binâenaleyh sen ondan bu hadîsi işitmedin mi? dedim. Ahmed ibn Hanbel: Hayır, dedi.