318…….. Bize Ebû Usâme, Hişâm ibn Urve’den; o da babasından; o da Âişe’den tahdîs etti. Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Bizler zu’l-hicce ayının hilâline doğru (Medine’den yola ) çıktık. Rasûlüllah: “Her kim umre ile ihrama girmek isterse öyle ihram etsin. Bana gelince, eğer ben kurbanlık sevk etmemiş bulunaydım, ben de muhakkak umre ile ihram ederdim” buyurdu. Bunun üzerine kimi umre ile, kimi de hacc niyeti ile ihrama girdiler. Ben hayızlı iken Arafe günü bana erişti. Ben Peygamber’e hâlimi söyledim. “Umreni bırak, saçlarını çöz, taran ve hacc niyetiyle ihrâm et” buyurdu. Ben de öyle yaptım. Nihayet Muhassab’da kaldığımız gece olunca, erkek kardeşim Abdurrahmân ibn Ebî Bekr’i benimle beraber gönderdi. Ben Ten’îm’e kadar çıktım da (ilk başlayıp terk ettiğim) umremin yerine bir umre ile ihram ettim. Hişâm ibn Urve şöyle dedi: Bundan dolayı (keffâret olarak) ne kurbân lâzım geldi, ne oruç, ne de sadaka.